17 Kasım 2013 Pazar

Sevmiyorsan Git Konuş Bence...

Merhabalar... Bir önceki yazımda hayatımdaki temel taşları yerine oturttuğumu yazmıştım. Ne kadar mutluymuşum o zamanlar.... "Davulun sesi uzaktan kulağa hoş gelir" diye bir söz vardır. Benimki de aynen öyle. İşi buldun da her şey bitti mi? Asıl olay işi bulduktan sonra başlıyormuş.

Keşke iş bulmakla bitseydi tüm meseleler... Gelelim olaylara... İşe başladık güzel hoş da adaptasyon süreci olmalıdır bir işte değil mi? Sanırım bu şirkette öyle bir olay yok. Daha önce hiç yapmadığım bir işte sanki yıllardır çalışıyormuşum gibi sorular sorulmaya başlandı ilk haftalarımda. Fransız olmakla Arap olmak sınırlarında gezerken ben, işleri yaşayarak öğrenmeye başladım. Hani ilkokula başladığında daha alfabeyi öğretmeden cümle yazmanı istemeleri gibi bir şey... Neyse ben deneyimle iş akışını öğrenmeye çalışırken bu sefer de patron gelip nedenini bilmeden yaptığım bir iş için beni azarladı. Tabi bu bir seferlik bir olay değil. Devamı da her gün geldi. Sadece patron olsa iyi diyeceğim ama bu sefer bana olayları tam olarak anlatmayan insanlar da köstek olmaya başlayınca kendimi şamar oğlanı gibi hissedip evde bunalım yaşamaya başladım. Kafama koymuştum istifa etmeyi. Hatta her sabah işe giderken "Bugün kesinlikle konuşacağım. Yarın da ooh öğlene kadar uyurum." diye hayal kuruyordum. Her gece kuzenimle iş başvurusu seansları düzenleyip cv güncelliyorduk. Derken bir gün babam beni gaza getirince açıldım yöneticime.  "Ofis elemanı olarak davranılmasından rahatsızım. İş ilişkisinde olduğum insanlara rezil edilmekten rahatsızım. Beni çocuk gibi azarlamak yerine benden memnun olmadığınızı söyleyebilirsiniz. Bu ofis ortamından rahatsızım ve mutsuzum. Benim mutluluğum daha önemli. Ayrılmak istiyorum." deyip öyle bir rahatladım ki anlatamam. Benim beklediğim tepki "Biz buyuz, kendin bilir canım" denmesiydi. Fakat öyle olmadı... "Benim seni korumam gerekirdi, haklısın. Bundan sonra daha dikkatli olacağım. Patronla da konuşup sadece bana bağlı olmanı sağlayacağım. Sen de mutsuz olduğun noktaları benimle anında konuşabilirsin. Dertleşebilirsin her zaman." cevabını duyunca salaklığıma güldüm. Neden aylarca depresyonda yaşamışım dedim. Daha önce konuşsaymışım ya. Ama bakalım şimdi neler olacak? Vaad edilenler gerçekleşecek mi yoksa oyalama çabaları mıydı? Acayip rahatladım ama tetikteyim. Siz de sevmiyorsanız gidin konuşun bence...
Tatilin keyfini çıkarın. Görüşmek üzere...