Hata yapmak insanlara mahsustur. Başkasının hatasını kabul etmemek de öyle. Sadece kendi hatalarımızı kabul ediyoruz ve bir başkası hata yaptığında ister istemez sinirleniyoruz. Empati kurmak biraz geç geliyor aklımıza.
Eğer zarar göreceksek kendimizden zarar görmek daha mantıklı geliyor. Mesela kaşlarınızı kendiniz aldınız, bozuk oldu ama sonuçta kendiniz kötü aldınız. Suçu atacak kimse olmadığı için bir şekilde olumlu yanlarını görerek hayatınıza devam ediyorsunuz. Ama eğer kuaför incelttiyse ya da başka bir şekil verdiyse kendinizi çok kötü hissediyorsunuz hatta kızıyorsunuz. Hiçbir şekilde beğenmiyorsunuz ve mutsuz geziyorsunuz.
İş yerinde bir şeyi yanlış yaptınız diyelim. O yanlışı savunacak bin bir türlü mazeret uydurabiliyorsunuz, oysa ki hatanızın farkındasınız ama bunu kendinize yediremiyorsunuz. Diyelim ki bu hatayı iş yerinden başka birisi yapsa onun bu hatasına kayıtsız kalamıyorsunuz, mazeretlerini dinlemek bile istemiyorsunuz.
Birine aşık oldunuz, bağlandınız, sevdiniz diyelim. Zamanı geldiğinde terk edildiğinizde ya da aldatıldığınızda suçu atacak kimseniz yine yok. Yanlış kişiyi seçtiğiniz için suçlu sizsiniz ama o anda aşık olmanın heyecanını yaşarken bu gibi ihtimalleri göz önünde bile bulundurmuyordunuz. Kendiniz aşık olduğunuz, kendiniz seçtiğiniz için yine kimseye bir şey söylemeyerek hayatınıza devam etmeye çalışacaksınız. Eğer arkadaşlarınızın önerdiği bir kişiyle bir ilişkiye başlasaydınız, sonunda aldatıldığınızda ya da terk edildiğinizde o arkadaşlarınızı suçlayıp belki de ilişiğinizi kesecektiniz.
Başkalarına danışmadan aldığınız herhangi bir eşyayı da sorunlu çıktıysa yine siz aldığınız için toz kondurmak istemezsiniz. Sürekli tamir ettirmeye çalışırsınız, temizlersiniz falan filan. Başkası alsaydı eğer değiştirmek için her yolu denerdiniz, ya da birisine danışarak alsaydınız bu sefer aldığınız kişiye güvenmeyecektiniz ve kendinizi rahatlatacaktınız belki de.
Kendimiz karar vermek, uygulamak, yaşayarak öğrenmek için bazen elimizi taşın altına koyuyoruz. Taş bizi ezse de, bize zarar da verse o bizim kararımız diyerek kendimize saygı duyuyoruz ama elimizin üzerine taşı bir başkası koyduysa, elimiz biraz zarar görse o taşı alıp kafasına atmaya çalışıyoruz.
Başkalarını suçlamamak için kendi kararlarımızı kendimiz vermeliyiz diye düşünüyorum. Böylece kimseyi kırmayız ve suçlamayız. Daha az hasarla yolumuza devam ederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder