Bu hafta sonunu İstanbul'da geçirdiyseniz bol bol D vitamini almışsınızdır diye düşünüyorum. Hava o kadar güneşli ve sıcaktı ki yazlıklarıyla dolaşan bir sürü insan gördüm. Hatta termometrede 34 dereceyi bile okudum, inanamadım.

Ortaköy iğne atsan yere düşmeyecek bir haldeyken biz kalkıp Bebek'e gitmeye karar verdik. 15 dakika otobüs bekledik, 15 dakika da herhangi bir vasıta bekledik ancak gelen giden olmadı. Son çaremiz iphonedaki 'Bi Taksi' diye bir uygulama oldu. Neredeysen senin yerini bulup oraya en yakın taksiyi gönderiyorlarmış. Denemek bedava dedim bilgilerimi girip üye oldum ve taksi ara tuşuna bastım. 1 dakika içinde 'Taksiniz yolda.' yazısını gördüm. Tam şaşırıyordum ki bir numara aradı. 'Nereye gideceksiniz hanımefendi?' diye soran taksiciden öğrendim ki yollar sıkışıkmış ve hiçbir vasıta Bebek'e gidemiyormuş. Olsun sonuçta teknolojinin canına kurban, yolun kapalı olduğunu bilmesek beklerdik orada ağaç gibi.

Boynumuzu büküp tabana kuvvet diyerek yollara düştük. Neyse ki iki durak gittikten sonra bir otobüs bize ulaşabildi. Yine sıcak, yine kalabalık, yine havasız ve bol trafikli bir bekleyişten sonra birkaç durak kala dayanamadık attık kendimizi sahil yoluna. Yürü yürü en sonunda ulaştık hedefe. Nereye girsek tıka basa dolu olduğu için bir kahve dükkanına girip oturduk. Kardeşimi gezdirmek için çektiğimiz çilelerden sonra kardeşim o kadar rahat ki taktı kulaklıklarını beni falan unuttu. 'Sıkıldım, of pof, hiç moral toplayamadım' gibi sözlerle beni zaten çileden çıkaran kardeşimin o kadar ayak ağrısı çekerek yürüdüğümüz yollardan sonra beni unutarak müzik dinlemesi gerçekten yıldırıcıydı. O yaşlarda bir ergeni nasıl eğlendirebilirim ki? Manzaraya götürsem 'Manzarayı ne yapacağım?', müzikli eğlenceye götürsem 'Müzikler çok kötü!', alışveriş merkezine götürsem 'Alışveriş yapmak istemiyorum.', yemeğe götürsem 'Midem rahatsız, yemek istemiyorum.'. Sonunda onu leyleklerin getirdiğine karar verdim. O kardeş benim olamaz herhalde.
Tabi ki tüm gün böyle sürmedi. Akşam yine otobüse bindik Zekeriyaköy için. Bebek'ten 30 dakikada çıkabildikten sonra gideceğimiz yere ulaşmamız 15 dakika sürdü ve amcamla buluşabildik en sonunda. Artık güzel bir yemek ve içki ziyafeti bizi bekliyordu ve güzel muhabbetle günü noktaladık. Tabi ki ulaşımın doruklarında yaşadığımız günden sonra ayakları dikip yatması da ayrı bir keyifliydi. Deliksiz bir uykuyla güne başladım.
Haftanız güzel geçsin. Görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder